Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, en geniş kapsama anlayışıyla sanayiyi tereddütsüz, en önemli sektör olarak görmekteyiz.
You Are Currently Here!- Home
Basin BildirileriKıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, en geniş kapsama anlayışıyla sanayiyi tereddütsüz, en önemli sektör olarak görmekteyiz.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, en geniş kapsama anlayışıyla sanayiyi tereddütsüz, en önemli sektör olarak görmekteyiz.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, en geniş kapsama anlayışıyla sanayiyi tereddütsüz, en önemli sektör olarak görmekteyiz.
Bunu, genelde siyaset yapanlar ve hükümet edenler de her fırsatta söylemektedir.
Sanayici, sürekli talep eden, ama talepleri genelde askıda kalan kesim oluyor. Hükümet yetkilileri, her zaman sektörün önemini vurgulamakta, desteklenmesi gerektiğini söylemekte, kalkınmanın yolu olarak sanayiyi ve üretimi işaret etmektedir. Bu işaret etme sadece işaret olarak kalmamalıdır.
Yıllardır değişmeyen bir gerçek, sanayicinin elinin taşın altında yalnız kaldığıdır. KKTC’de sanayici olmak, sürekli risk alarak üretmek demektir. Genelde sözden öteye geçmeyen yaklaşımlar, sanayicimizin psikolojisine, üretim motivasyonuna olumsuz etki yapmaktadır. Söylenenler, verilen sözler, laftan öteye geçmeyince, sanayiciyi yeterince önemsenmeyen, olması gereken destekten mahrum bırakılıp, sorunları görmezlikten gelinen, ruh haline itiyor.
Üretim, pek çok girdi maliyetlerinin etkisi altında olan bir operasyondur. Girdi maliyetlerinin içinde, bizlerin kontrolü dışında olanlar var. Örneğin dövizle olan girdiler, dövizdeki artışla fırlamaktadır. Hükümet edenler, her devalüasyonda “Elimizden bir şey gelmiyor” diyor. Bu yaklaşımın sanayiciye yönelik açılımı, “Başınıza ne gelirse çekeceksiniz”dir.
Pozitif ayırımcılık, yalnızca “dezavantajlı” gruplara, meczup bireylere verilen ekstra hak olarak tanımlanır. KKTC’deki sanayici, somut olumsuz koşullar nedeniyle, dezavantajlıdır ver pozitif ayırımcılıkla, teşvik ve prim desteğini hak etmektedir.
Girdi maliyetlerinin toplamı, ürünün fabrika çıkış fiyatını belirliyor. Pahalı ürün, iç piyasada vatandaşın satın alma yönelişini olumsuz etkilerken, ihracatta da rekabet gücümüze negatif etki yapıyor.
Başbakan Ünal Üstel’in Odamızın 37. Olağan Genel kurulunda yaptığı konuşmada, “İstikrarlı sanayi için, istikrarlı hükmet gerekir” söyleminin ardından yüzde 30 sigorta prim desteği sözü bizler için, anlamlı, değerli ve umut verici olmuştur.
Başbakanın, verdiği sözün arkasında duracağından kuşkumuz yoktur. Sanayiciye ve üreticiye verilen destekler, devleti veya ekonomiyi zarara uğratmaz. Çünkü verilen destekler sonucu yapılan üretim ve devamında gerçekleşen ihracat, desteğin fazlasıyla ekonominin bütününe artı değer olarak dönüşünü sağlar.